Yazilar

<< Terug naar home | Hollanda'dan

Posted by Gazeteci
Jan 19, 2014

Adıyaman Milletvekili Mehmet Erdoğan’a sunulan rapor

Sayın Mehmet Erdoğan
Adıyaman Ak Parti Milletvekili​​​

Rotterdam, 18 Ocak 2014

Size Hollanda’ya hoş geldiniz der, görüşmelerinizin Hollanda’daki Türk toplumu için yararlı geçmesini dileriz. Bu vesile ile size Hollanda’daki Türk toplumunun 3 temel konusunu ve isteklerimizi arz etmek istiyoruz. Bu isteklerimiz şunlardır:
1. Türkçe AKE (Anadili ve Kültürü Eğitimi): Hollanda’da 1974-2004 tarihleri arasında tam 30 yıl Türkçe AKE Hollanda okullarında ders saatleri içinde verildi. Ve Hollanda Hükümeti, ekonomik nedenlerle 2004 yılında AKE’nin bütçesini iptal edince AKE öğretmenlerine çıkış verildi ve AKE dersleri de kaldırıldı. Bu bizim çocuklarımız için çok ama çok büyük bir kayıptır. Bunu gidermenin yolu Türkçe AKE’nin bütçesini Türk Hükümeti karşılamayı üstlenip çözüme kavuşturulması için Türkiye-Hollanda arasında görüşmelerin yapılmasını arz ediyoruz. Biz SİOT kuruluşu olarak diğer iki kuruluşla birlikte konuyu Amsterdam mahkemesine götürüp hak aradık. Ama mahkemeyi 30 Eylül 2013 tarihinde ne yazık ki kaybettik. Ama geleceğimiz göz bebeğimiz çocuklarımızı, kaybetmek istemiyoruz. Çünkü dili olmayanın ili (vatanı) ve dini olmaz. Anadilimiz bizi Türkiye’ye bağlıyor ve anadilimiz sayesinde çocuklarımız camilerde din dersi alıyor.

2. Çifte vatandaşlık konusu: Hollanda’da Faslı, Yunanlı gibi 18 ülkenin vatandaşları anavatanlarının anayasaları onları vatandaşlıktan çıkarmadığı için belli koşulları yerine getirince kolayca çifte vatandaşı olmaktadırlar.T.C. vatandaşları ne yazık ki bu haktan yoksunlar. Çünkü T.C. vatandaşları istenildiğinde kolayca T.C. Vatandaşlığından çıkabilmektedirler. İsteğimiz T.C. Anayasasına şöyle bir madde eklenmesidir: “Hiç kimse doğuştan kazandığı T.C. vatandaşığından çıkartılamaz.” Böylece bizler de aynen Faslı ve Yunanlılar gibi kolayca çifte vatandaş olabileceğiz.

3. Emeklilik konusu: Avrupa’da yaşayan ve çalışan T.C. vatandaşları, emeklilik koşullarını yerine getirdikten sonra Türkiye’den emekli olabilmeleri için kesin dönüş şartı da aranmaktadır. Bu şartın özellikle en azından birinci kuşak nesiller için kaldırılmasını talep ediyoruz. Çünkü birinci kuşak, Avrupa’da tam emekli maaşı alamıyor. En azından bu açıklığı kapatmak için 1950 öncesi doğanlara ve 1990 tarihinden önce Avrupa’ya çıkmış olanlara bu talebin yerine getirilmesini arz ederiz.

Bu isteklerimizin yanında Türkiye’de Demokrasinin en azından AB değer ve normlarına göre olması ve Türkiye’nin AB’ye üye olması için de 3 beklentimizi de arz etmek istiyoruz.

1. Doğruluk ve Dürüstlük Kurumu Kurulması: Hollanda’da kısa adı BİOS olan İçişleri Bakanlığı bünyesinde “Doğruluk ve Dürüstlük İdeallerini Koruyup Geliştirmek” isimli bir kurum vardır. Hollanda siyasi partilerinin hemen hepsinin “Daimi Doğruluk Komisyonları” vardır. Çünkü siyasiler, doğruluk ve dürüstlüğü şeref kodu olarak görmektedirler. Bunun yanında demokrasiye güveni, inancı, saygıyı artırmak için siyasette doğruluk, dürüstlük, hizmet, açıklık, saygınlık ve katılımcılık temel değerler olarak alınmaktadır. Siyasete katılanlara “Siyasette Doğruluk Kılavuzu” isimli bir kitap verilir. Kitabın daha ilk cümlesi şöyle başlıyor: “Politikacı, vatandaşın güveninin kazanması için uzman ve doğru olmak zorundadır.” Siyasetçi olarak hediye almanız bile kurala bağlanmıştır. 50 avronun üstündeki hediyeleri Meclis Başkanlığına teslim etmelisiniz. Siyasette eğer uzman değilseniz sizi bir daha ki seçime kadar 4 yıl idare edebilirler. Ancak eğer yolsuzluk ve rüşvete adınız karışmışsa sizi 4 dakika bile siyasette tutmazlar hemen görevinize son verilir. Tek başına kuralların hiçbir şey ifade etmediği bu kuralları koruyup öğretmek ve hayata geçirmek için de belli kurumların olması gerekiyor. Nasıl ki trafik kuralları öğretilir ve korumak için trafik polisi kurumu vardır, doğruluk ve dürüstlük kurallarının da daha küçük yaşlardan başlayarak öğretilmesi ve korunması için de Hollanda’da olduğu gibi Türkiye’de böyle bir kuruma ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Çünkü dinimiz İslam da bunu emrediyor: “Emrolunduğu gibi dosdoğru ol,(11-112)” diyor.
2. Devlet ve demokrasi konusu: Batı değerlerine göre, devlet ve demokrasi kalıcı, hükümetler gidicidir. Asıl olan demokrasinin yaşatılmasıdır. Çünkü demokrasi siyasi partiler aracılığı ve özgür seçimlerle her zaman hükümet çıkartabilir. 20. yüzyılın başında Fransız filozof ve politikacısı De Montesqieu, siyasete Trias Politika (Üç ayrı güç) fikrini getirmiştir. Bu üç ayrı güç, kuvvetler ayrılığı şunlardır:
* Yasama Gücü: Millet Meclisi.
* Yürütme Gücü: Hükümet.
*Yargı Gücü: bağımsız ve tarafsız Mahkemeler tarafından doğru ve yanlış ayırt edilir. Herkese adil yargı sunulur. Hollanda devletinin temel unsurlarından birisi bu üç gücün birbirinden bağımsız bir biçimde çalışmasıdır. Yargı gücüne, hükümet müdahele edemez. Hükümetin, eyaletlerin ve belediyelerin bütün icraatları bağımsız ve tarafsız yargı denetimindedir. Hollanda’da vatandaş devletine, devlet de vatandaşına güvenir. Bu da işleri kolaylaştırıyor.
Bugün dünyada AB ülekerinin içinde olduğu 34 ülkede bu kuvvetler ayrılğı ilkesine dayalı demokrasi yaşamaktadır. Türkiyemizin de bu demokrasi ailesi içindeki yerini koruyup geliştirmesi ve AB’ye üye olması en büyük dileğimizdir.
3.Hollanda’da devlette bir kuruma yazılan bir yazıya iki hafta içinde cevap verilir. Bu durum Türkiye’de ne kadar bir zaman içinde olmaktadır? Bunun Hollanda gibi iki hafta veya en geç üç hafta içinde cevap verilmesi sağlanamaz mı? Çünkü yazdığmız şikayetlere haftalar, aylar geçiyor cevap alamıyoruz. Bu duruma alışık olmadığımız için garibimize gidiyor.

En derin saygılarımızla.

Bekir Cebeci
Türk Danışma ve Eğitim Vakfı (SİOT) Başkan
Güney-Hollanda Eyalet Eski Milletvekili

Jan 19, 2014
blog comments powered by Disqus
Loading posts...