Yazilar

<< Terug naar home | Haber

Posted by Gazeteci
Mar 18, 2014

Geleneksel partiler mi, yerel oluşumlar mı?

28. Amsterdam Tartismaları’nda geleneksel partiler mi, yerel olusumlar mı sorusu tartışıldı.

Türkevi Araştırmaları Merkezi, Avrupalı Türk Demokratlar Birligi Hollanda şubesi ve Hollanda Türk Yazarlar Kulübünün ortaklaşa düzenledikleri Amsterdam Tartismalarının 28’si, “Hollanda Siyasetinde Eksen Kaymaları ve Yeni (yerel) Siyasi Oluşumlar” temasıyla gerçeklestirildi.

Ahmet Suat Arı’nın yönettigi tartışmaya CDA’dan Avrupa Parlamentosu adayı Kaya Turan Koçak, Groen Links Zaandam Belediye Meclisi Üyesi Sevinç Kük, Multicultureel Plus Partisi Amsterdam liste başıi adayı Ayberk Köprülü ve Ons Utrecht liste başı adayı Ufuk Dogerle katıldılar. Toplantı’yı yöneten Ahmet Suat Arı hem seçilen tema hem de konusmacıların seçimi konusunda kısa bir bilgi verdikten sonra, siyasetçilere neden yerlesik partilerde veya yerel girisimlerde siyaset yaptıklarını sordu. Her ne kadar tartışmanın amacının bir seçim propagandası olmamasi olsa da, zaman zaman parti politikalarına girildigi gözlemlenen tartışmada, katılımcı siyasetçiler neden yerleşik partilerde veya yeni olusumlarda siyaset yapilması gerektigini kendi tercihleri dogrultusunda katılımcılarla paylastılar.

CDA Avrupa Parlementosu adayı Kaya Turan Koçak, partisinin çok kültürlü toplum konusundaki yaklasimlarini tarihi perspektiften degerlendirdi. Koçak, “CDA geçmiste iki büyük hata yapti. Bunlardan birincisi 2006 yilinda iki Türk kökenli adayı listesinden çıkarması, digeri de 2010 yilinda PVV ile işbirligi kararı alınmasıdır” diye konustu. Koçak’a göre, CDA bu hatalardan  büyük dersler çikardigi gibi, 2006’daki hata sonrası CDA üst yönetimi ve bazi Türk kökenli üyeler arasında geçen görüsmelerin sonunda, CDA’da Müslüman Türklere de yer oldugu parti taraıfndan deklare edildi. Koçak, geleneksel partilerde eksen kaymasinin oldugunu kabul ederken, kendi partisini, uzun tartismalar sonucu çizgisini belirledigini söyledi. Koçak, bu çizginin ne sag, ne de sol, radikal merkez oldugunu belirtti. Koçak “Biz toplum mühendisligine inanmiyoruz.Toplumu şekillendiren, ancak toplumun kendisidir, siyaset degil”diyerek uyum baskilarina gönderme yapti. Multicultureel Plus Partisi Amsterdam Büyük Sehir listebasi adayi Ayberk Köprülü, hareketlerinin bir tema çikisli olmadigini ve bir ideolojik altyapisi oldugunu belirtti. Köprülü’ye göre, geleneksel partiler temel ideolojilerini çoktan terk edip, kamuoyunun pesine düstüler. Bu partilerin, güvenlerini kaybettikleri seçmenleri ve kararsizlari etkilemek için populist söylemleri seçtiklerini ve siyasette ortaya çikan bazi durumlara karsi tavir alamadiklarini iddia etti. Kendilerini sol-liberal olarak tanimlayan Köprülü, ekonomi söz konusu olunca, liberal, ama diger alanlarda daha çok solcu olduklarini belirtti.Köprülü’ye göre, Hollanda elitleri pozisyonlarini belirleme cesaretine sahip degiller. Ayni durum siyasetçiler için de geçerli, zira pozisyon belirlemek kararsiz seçmenleri kazanmanin önünde bir engel olacaktir. Köprülü’ye göre eski VVD lideri Frits Bolkestein ve PvdA ideologu Paul Scheffer’in, olusan siyasi iklimde paylari oldukça büyük. Onlar sayesinde asiri sagin marjinal fikirleri simdilerde herkes tarafindan dillendirilmektedir. “Elitler pozisyon belirlemek zorundadirlar” diyen Köprülü, kendilerinin bunu parti olarak yaptiklarini, ayrica toplum için gönüllü is yapanlara da partilerinde yer verdiklerini belirtti. Groen Links’ten Sevinç Kük, partisinin Femke Halsema zamaninda ideolojilerini bir müddet terk ettigini, ama bunun artik söz konusu olmadigini söyledi. Kük’e göre, Groen Links çevre, egitim ve çok kültürlu toplum sempatisi olan bir partidir. Bunu da sadece söylemlerinde degil eylemlerinde de ortaya koyduklarini belirten Kük, ancak çok kültürlülükle alakali tekliflerinin çogu zaman gerek yerlesik partiler gerekse yerel partiler tarafindan desteklenmedigini söyledi. Son olarak söz alan Ons Utrecht liste basi adayi Ufuk Dogerle, Hollanda’da siyasi atmosferin yabanci kökenliler için olumsuz yönde degistigini söylerken, siyasi partilerin bu durumdan pek de rahatsiz olmadiklarini iddia etti. Dogerle’ye göre, yerlesik partilerde siyaset yapan yabanci asillilarin hiç bir etkisi yoktur ve onlar ancak kendi partilerini kurmalari hainde etkili olabilirler. “Bu diger Avrupa ülkelerinde olur da burada neden olmasın” diyen Dogerle, Türkleri kendi partilerini kurmaya davet etti.

Tartışmanın ikinci bölümünde, yerleşik partilerde veya yeni (yerel) girisimlerde siyaset yapmanın önemine değinildi. Koçak ve Kük, yerleşik partilerin hem daha çok tecrübe hem de daha çok bilgiye sahip olduklarını, bu partilerin yerel şubelerinin Lahey’le dogrudan baglantıilarının oldugunu, ayrıca diger teşkilatlarla da bilgi aliış verişi şansına sahip olduklarini belirttiler. Koçak’a göre, yerel partiler çogu zaman çok farkli kisilikleri ve fikirleri bünyesinde barındırdığını ve bunun da çogu zaman parti içi çekismelere sebep oldugunu belirtti. Köprülü ise, durumun her yerel parti için geçerli olmadığını ve başarılı ve uzun ömürlü yerel girişimlerin de var oldugunun bilinmesi gerektigi söyledi. Köprülü, kendilerinin ülkesel bir parti olma hedeflerinin oldugunu ve kendilerinin yerleşik partilere güvenini yitirmis seçmenler için bir alternatif olduklarını iddia etti. Köprülü, yerel partilerin halka daha yakin oldugunu iddia ederken, Koçak da bu durumun yanlış anlamalara sebep oldugunu ve yerleşik partilerin yerel temsilcilerinin de, yerelden insanlar olduklarını söyledi. logo

Mar 18, 2014
blog comments powered by Disqus
Loading posts...