Posted by Gazeteci
Sep 24, 2014
Kobani’den kaçan Kürtlerin dostu Türkiye’dir
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 18 Eylül’den itibaren Suriye’den gelenlerin sayısının 142 bine ulaştığını, Türkiye’nin yeni göç dalgasına hazır olduğunu bildirdi.
Kurtulmuş, TGRT Haber televizyonunda canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Türkiye’nin Suriye’de güvenli bölge kurulmasına ilişkin talebinin sorulması üzerine Kurtulmuş, tampon bölgenin de uçuşa yasak bölgenin de BM kararı gerektirdiğini söyledi.
Uluslararası hukuk bakımından her iki kararın da BM tarafından onaylanması gerektiğine işaret eden Kurtulmuş, “Başından beri orada bir tampon bölge oluşturulmuş olsaydı IŞİD denilen varlık bu kadar rahat hareket etmiyor olacaktı” diye konuştu.
“Bu sistem böyle devam etmez”
Çok geniş bir coğrafyada bir düzensizlik halinin hakim olduğunu anlatan Kurtulmuş, önce BM Güvenlik Konseyinin düzeltilmesi gerektiğini belirtti. Kurtulmuş, “Kim Güvenlik Konseyinde herhangi desteğe sahipse, arkasında dayısı, ağabeyi varsa istediğini yapıyor. Dolayısıyla bu sistem böyle devam etmez” değerlendirmesinde bulundu.
Bu coğrafyanın insanlarının akıllarını başlarına toplamak zorunda olduğunu belirten Kurtulmuş, “Herkes şunu bilsin ki Kobani’den kaçan Kürtlerin dışarıdan kimse kalıcı olarak dostu olmaz. Kobani’den kaçan Kürtlerin dostu varsa onlar yine Türkiye’dir” dedi.
“Yeni göç dalgasına hazırız”
Kurtulmuş, “Bir güç Irak’ın kuzeyindeki Kürtlerle Türkiye’yi karşı karşıya getirmek için bir çaba içinde mi” sorusunu yanıtlarken, şunları kaydetti:
“Tabii olabilir ama biz mesela gelen insanlarla konuştuk, ziyaret ettiklerimizin çoğu ‘Allah razı olsun Türkiye’den, böyle bir imkanı bize tanıdınız.’ Biz rakam veriyoruz, 1,5 milyon mülteci diyoruz. Onların bir kısmı belki iyi şartlarda, ilk zamanlarda gelenler arabalarıyla falan rahat sınır kapılarından geçti, pasaportlarıyla geldi. Ama özellikle 18’inden itibaren gelenleri orada gördüğümüz zaman, 142 bin kişi.”
Yeni göç dalgası da beklediklerini ifade eden Kurtulmuş, buna hazır olup olmadıklarına ilişkin soruyu, “Hazırız tabii” şeklinde yanıtladı.
Çözüm süreci
Kurtulmuş, Türkiye’de büyük çoğunluğun çözüm sürecine destek verdiğini, azınlık da olsa içeriden ve dışarıdan bazı çevrelerin ise bu sorunun bitmesini istemediğini dile getirdi.
“HDP de istemiyor listesine dahil edilebilir mi” sorusu üzerine Kurtulmuş, “Belki HDP’nin içinde de bu sürecin olumlu anlamda bitmesini istemeyenler olabilir ama bütünüyle asla bunu söylemem. Çünkü HDP’nin içinde de barış isteyen, bu işin bir an önce bitmesini isteyen insanlar var” değerlendirmesinde bulundu.
“Yargı camiası büyük oranda paralel tehdidi gördü”
Yargıda paralel tehdidin devam edip etmediğine ilişkin soruyu yanıtlarken Kurtulmuş, “Devam ediyor. Yargıtay seçimleri bir tek şekilde bunu ortaya koydu. Sonuçta yargı camiasının büyük oranda gerçekten bu paralel tehdidi gördüğünü biliyoruz. Birtakım manipülasyonlarla Yargıtayda böyle bir seçim sonucu alınmış olabilir ama ben hakimler ve savcılar kısmında aynı sonucun alınmayacağını biliyorum” diye konuştu.
“Ortaöğretimde başörtüsünün serbest bırakılmasına ilişkin muhalefetin eleştirilerinin” sorulması üzerine Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“El insaf diyorum, yeter, bu milletin kılık kıyafetiyle uğraşmanın hiçbir anlamı yoktur. Bunlardan artık muhalefetin vazgeçmesi lazım. Milletin dikine dikine, tersine gitmekte onlar açısından da fayda yok. Milletin büyük çoğunluğu böyle bir şeyi zaten bekliyordu. Biz de zaten bir siyasi dayatmayla bunu ortaya koymuş değiliz. Milletin beklentilerinin bir sonucudur, doğru bir adımdır.”
Kurtulmuş, “2 Ekimde Meclise gelecek tezkerenin önceki tezkerelerden farklı olacak mı, askeri anlamda yeni bir ekleme yapılacak mı” sorusu üzerine, Türkiye’nin kendi güvenliğini emniyet altına alacak her türlü adımı atacağını bildirdi.
Bunların, usulüne uygun olarak Suriye ve Irak’ın ayrı ayrı tezkereler olarak geleceğini ifade eden Kurtulmuş, “Zaten şu anda var bir tezkere. Ya tezkere olduğu gibi devam eder ya da yeni ihtiyaçlar varsa onlara göre revize edilir” dedi.
AA | ANKARA