Posted by Gazeteci
Dec 23, 2014
Küresel kriz Türkiye için fırsata dönüştü
SARAYBOSNA (AA) – Borsa İstanbul (BİST) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Turhan, “2007-2008 yıllarında başlayan küresel krizin Türkiye için bir fırsata dönüştüğünü” söyledi.
Turhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye ve dünyadaki ekonomik gelişmeleri, geride kalan 2014 yılını, 2015 yılında beklentilerini ve Borsa İstanbul olarak planlarını anlattı.
Turhan, 2007 ve 2008 yıllarında başlayan küresel krizin Türkiye için bir fırsata dönüştüğüne işaret ederek, kriz süresince Türkiye ekonomisinin çok başarılı bir sınav verdiğini, dünyanın en büyük ekonomilerinin ciddi sıkıntılar yaşadığı bir dönemde, Türkiye ekonomisinin 2009 yılında gözlenen geçici daralmadan sonra hızla toparlandığını ve gelişmiş ekonomilerin dahi henüz krizden önceki seviyelerine ulaşamadıkları bir durumda, Türkiye ekonomisinin krizden önceki büyüme çizgisine uygun bir rotaya oturduğunu vurguladı.
Türkiye’de geçtiğimiz yıl içerisinde bir milyonun üzerinde yeni iş imkanı oluşturulduğuna dikkati çeken Turhan, “Bu çok önemli bir şey. Çünkü dünyanın başka ülkelerinde büyümenin tekrar sağlanmaya başladığı durumlarda bile istihdamın artırılamadığını görüyoruz. Bu önemli bir problem. Türkiye ekonomisi bu problemin de üstesinden gelmeyi başardı” diye konuştu.
Turhan, krizden önce Türkiye ekonomisindeki hem reel faiz oranlarının hem de Türkiye tahvillerinin üzerindeki risk primlerinin çok yüksek olduğunu hatırlatarak, krizdeki yüksek performans ve ekonomi yönetiminin gösterdiği başarı sayesinde krizden sonra hem faiz oranlarının düştüğünü hem de risk primlerinin çok azaldığını ifade etti.
Türkiye ekonomisinin 2014 yılında büyümede istenildiği kadar yüksek bir performans gösteremediğini öne süren Turhan, “Bununla beraber şunu ifade etmek gerekir ki geçenlerde katıldığım bir toplantıda, Avrupa’dan bir üst düzey yönetici, ben ‘bu yıl maalesef istediğimiz kadar bir ekonomik büyüme gösteremedik’ deyince, ‘sizin o beğenmediğiniz ekonomik büyümenin yarısı için biz her şeyi vermeye razıyız’ dedi. Dolayısıyla karşılıklı olarak baktığınız zaman yine de Türkiye ekonomisi çok olumlu bir performans sergiliyor. 2015 yılının 2014’ten çok daha başarılı ve iyi bir yıl olacağını düşünüyorum. Bütün hazırlıklarımızı da ona göre yapıyoruz” ifadesin kullandı.
2015 yılından beklentiler
Turhan, 2015 yılında “belirleyici” olacak birkaç konu olduğuna işaret ederek, bunların Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) faiz artırımları, azalan petrol ve emtia fiyatları, Avrupa ve Japon ekonomisindeki durgunluk ve son olarak gelişmekte olan ülkelerin durumu olacağını söyledi.
FED’in parasal sıkılaşmaya gitmesinin, dünyadaki yatırılabilir fon miktarı üzerinde olumsuz bir etkisi olacağı düşündüğünü anlatan Turhan, sözlerine şöyle devam etti:
“Ancak benim kişisel tahminim, Amerikan ekonomisinde gözlemlediğimiz olumlu havanın henüz ekonominin bütün sektörlerine dağılmamış olması, istihdamda ve iş gücü piyasasında umulduğu kadar bir toparlanmanın henüz gerçekleşmemiş olması ve özellikle azalan enerji ve emtia fiyatlarından dolayı enflasyon beklentilerinin aşağı doğru çekilmiş olmasından dolayı FED’in sanıldığı kadar erken ve beklendiği kadar kuvvetli bir parasal sıkılaştırmaya gitmeyebileceğini düşünüyorum. Bu, tabi ki Türkiye için olumlu bir haber.”
Avrupa ve Japon ekonomisinde durgunluk işaretlerinin hala sürdüğüne işaret eden Turhan, bunun, oralardaki parasal genişlemenin devam edeceğini gösterdiğini ifade etti.
Turhan, azalan petrol ve emtia fiyatları ile birlikte düşünüldüğü zaman, bunun Türkiye’nin özellikle finansman ihtiyacını karşılanması açısından olumlu bir tablo ortaya çıkardığını belirterek, “Gelişmekte olan ülkelere giden sermaye bundan sonra hangi ülkeye gideceği ile ilgili karar verirken belli kriterlere bakacak. Burada da Türkiye emtia fiyatlarındaki gerilemekten kazançlı çıkan bir ülke. Çünkü emtia üreticileri ve ihraççıları bundan zarar görürken, Türkiye gibi ham madde ithalatçısı ülkeler bundan istifade edecek” dedi.
Türkiye’nin, kamu maliyesi görünümü açısından da yükselen piyasa ekonomileri arasında en iyilerinden birisi olduğunu söyleyen Turhan, “Bu da önemli bir avantajımız. Dolayısıyla, bunlar doğru değerlendirildiği takdirde, 2015 yılında çok başarılı bir performans sergilenmesi mümkün diye düşünüyorum” ifadesini kullandı.
“Stratejik ortaklıklara hız vermek istiyoruz”
Turhan, Borsa İstanbul olarak 2015 yılındaki planlarına dair ise şunları kaydetti:
” Borsa İstanbul olarak biz, öncelikle stratejik ortaklıklara hız vermek istiyoruz. Bildiğiniz gibi 2013 yılının sonunda Nasdaq Omx ile teknolojik iş birliği ve know-how aktarımı çerçevesinde bir stratejik ortaklık gerçekleştirmiştik. 2014 yılının ilkbaharından beri de finansal kuruluşlarla stratejik ortaklıkların ikinci adımı için görüşmeleri yürütüyoruz. Burada üç önemli beklentimiz var. Birincisi, küresel yatırım toplumu açısından muteber, yüksek kredibiliteye ve iyi bir isme sahip yatırım kuruluşları ile gerçekleştireceğimiz ortaklık sayesinde, hemBorsa İstanbul’un küresel erişimini hem de Borsa İstanbul’a küresel yatırımcıların ilgisini arttıracak bir adım atmayı düşünüyoruz. Aynı zamanda, bu ortaklıktan bilgi ve birikim transferi, piyasa uygulamalarının, yönetim kalitemizin ve kurumsal yönetişim seviyemizin iyileştirilmesi gibi beklentilerimiz var. Keza, bu yatırımcıların Borsa İstanbul’a yatırım yapmış olması, hem Türkiye ekonomisi ve sermaye piyasalarını hem de şirket olarak Borsa İstanbul’a yabancı yatırımcıların ilgisinin bir göstergesi olacağından bu da bize çok önemli bir katkı sağlayacak. Son olarak üçüncü konu da 2016 yılının ilk yarısında gerçekleştirmeyi düşündüğümüz halka arz için bu stratejik ortaklık çok büyük ve olumlu bir katkı sağlayacak diye düşünüyoruz. Çünkü küresel yatırımcılar tarafından tanınan, bilinen, muteber ve güvenilir yatırımcıların zaten Borsa İstanbul’a kayda değer oranda yatırım yapmış olmaları, burada pozisyon almış olmaları, Borsa İstanbul’un yönetiminde yer alıyor olmaları gerçekleştirmeyi düşündüğümüz halka arz açısından da çok kuvvetli bir destek ve daha iyi şartlarda yüksek fiyattan halka arzı gerçekleştirmek açısından da bir katkı sağlayacak diye düşünüyoruz.”
Balkanlar’a açılım
Göreve geldiği 2012 yılından bu yana finans merkezleri sıralamasında İstanbul’un 71. sıradan 42. sıraya ilerlediğini vurgulayan Turhan, Borsa İstanbul olarak piyasaların yatay ve dikey entegrasyonunu sağlamalarının, yeni finansal ürünleri devreye almalarının ve uluslararası iş birliklerini güçlendirmelerinin bu anlamda kendilerine önemli katkı sağladığını kaydetti.
Turhan, bu kapsamda, Saraybosna Borsası’nda işlem gören 10 şirketten oluşan SASX-10 Endeksi’nin vadeli işlem sözleşmelerinin Borsa İstanbul Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası’nda (VİOP) satılmaya başlamasına da değinerek, bunun “tek başına belki küçük ancak sembolik açıdan bakıldığında önemli bir adım olduğunu söyledi.
Saraybosna Borsası ile iş birliğinin Borsa İstanbul’un bölgenin merkezi konumunu ortaya koyan bir gösterge olduğuna dikkati çeken Turhan, “Yakın zamanda bölgedeki başka borsalarla da benzer anlaşmalar imzalamayı düşünüyoruz. Hem Saraybosna Borsası’ndaki pay sahipliğini arttırmak hem de bölgede, Karadağ Borsası’na yaptığımız gibi yerel borsalara yatırım yapmak ve oradaki varlığımızı, gücümüzü arttırmak, aynı zamanda bunu bir kaldıracak olarak kullanarak bölge borsaları ile İstanbul arasındaki bağları kuvvetlendirmek yönünde çalışmalarımıza devam edeceğiz” ifadesini kullandı.
AA | SARAYBOSNA