Yazilar

<< Terug naar home | Analiz Haber

Posted by Gazeteci
Jan 19, 2021

Macron’un mektubu ne anlama geliyor?

Türk-Fransız ilişkilerinde 2020 yılının son altı ayında yaşanan gerginlikler ve gelgitler iki ülke arasındaki ilişkileri önemli derecede menfi olarak etkiledi.

İlk önce Suriye ve Libya’da yaşanan gelişmeler, ardından Doğu Akdeniz’de yaşananlar, daha sonra Yunanistan’la mevcut sorunlar ve Dağlık Karabağ’daki savaş Fransa ile Türkiye’nin karşılıklı ilişkilerinde tansiyonu iyice yükseltti. Bu gelişmeler Fransa’nın Ankara’daki büyükelçisini geri çağırmasına dahi neden oldu. Özellikle Charlie Hebdo dergisinde yayımlanan karikatür, Fransa’daki Müslümanların yaşadıkları sorunlar ve Cumhurbaşkanı Macron’un Müslüman ülkelerde yaptığı açıklamalar iki ülke ilişkilerindeki gerginlik sürecinde büyük etkisi görülen faktörler oldu. Fransa’nın Türkiye’ye yönelik yaptırımların artırılması konusunda Yunanistan ve Kıbrıslı Rumları desteklemesinin ardından ise iki ülke liderlerinin yaptığı karşılıklı sert açıklamalar ilişkileri kopma noktasına getirdi.

Bu sürecin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni tip koronavirüse (Kovid 19’a) yakalanan Macron’a geçmiş olsun mesajı göndermesi ve Macron’un yeni yılını tebrik etmesi iki ülke liderleri arasındaki buzları eriterek bir mektup diplomasisi başlattı. Bu mektubun hemen ardından Macron’dan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a cevap mahiyetinde son derece samimi ifadelerin yer aldığı bir mektup geldi. Fransa “4 alanda istişarelere başlayalım” önerisiyle mektup diplomasisini devam ettirdi. İki ülke liderleri arasındaki bu karşılıklı mektuplaşma süreci sadece Türkiye-Fransa değil, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ile olan ilişkilerini de etkileyecek olması açısından büyük önem taşıyor. Özellikle 2020’de Brüksel’de gerçekleştirilen AB zirvesi sonrasında Türkiye’nin AB ve Fransa ile ilişkilerde yeni bir sayfa açmaya karar verdiği biliniyor. Bu nedenle Macron’un bu adımıyla başlayan süreci Türkiye’nin AB ve Avrupa ile ilişkilerinde de yeni bir dönemin ilk adımları olarak yorumlamak mümkün. Nitekim iki ülke dışişleri bakanlarının ikili ilişkilerin normalleşmesi konusunda bir ön görüşme yapmış olmaları da bu ihtimali güçlendiriyor.

Mektupta iki temel hususun ön plana çıktığı görülüyor: Birincisi Macron’un bu mektupla Türkiye-Fransa ilişkilerindeki buzları eritmek istediği ve bunun için büyük bir çaba içinde olduğu söylenebilir. Özellikle mektupta kullanılan samimi ifadeler bunun göstergesi olarak yorumlanabilir. Mektupta öne çıkan ikinci husus ise Fransa’nın Türkiye’yi 2021 yılında Avrupa kıtasında görmek istediği konusuna yapmış olduğu vurgu. Bu kapsamda söz konusu ifadeler Fransa’nın Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinde adeta bir köprü vazifesi görmek istediği şeklinde yorumlanabilir. Bunların dışında iki ülke ilişkilerinin temelde dört başlık altında ele alınması planlanıyor. Bu başlıklar genel hatlarıyla iki ülke arasındaki ilişkiler, terörle mücadele, Suriye ve Libya’nın da içinde yer aldığı bölgesel meseleler ve eğitim konusunda işbirliği konularında istişarelerin başlaması olarak öne çıkıyor.

Geçmişte Türkiye-AB ilişkilerinde Fransa’nın sıkça gündeme getirdiği konulardan biri olan 1915 Olayları, dünyada ve Ermenistan’da olduğu gibi Fransa’da da sıkça siyasi bir malzeme olarak kullanılagelmiştir. Bu nedenle 1915 Olayları sadece Türkiye-Fransa ilişkilerinde değil Türkiye-AB ilişkileri, dolayısıyla Türkiye’nin birçok Batılı devletle olan ilişkilerinde de önemli bir mesele. Özellikle Türkiye’nin AB ile olan ilişkilerinde Türkiye’yi AB’de görmek istemeyen ülkelerin parlamentolarında aldıkları kararlar bu noktada son derece önemli. Bunlar arasında en fazla kararı alan ülkelerden olan Fransa’nın bu konuyu uzun yıllar önemli bir siyasi araç olarak kullandığı ve kullanmaya da devam edeceği unutulmamalı. Bu çerçevede Türkiye’nin AB’ye üyeliği konusunda en büyük nüfuza sahip ülkelerden biri olan Fransa, Türkiye’nin AB’ye üyeliğini, aldığı bu kararlar aracılığıyla doğrudan ve dolaylı engelleme politikası izledi. Ayrıca Avrupa’daki İslamofobinin Fransa’da da yükselmekte olduğu ve bunun Türkiye’nin AB’ye üyeliği önünde ciddi bir engel olduğunun göz önünde bulundurulmasında yarar var. Bununla birlikte Macron’un mektubunda Avrupa kıtasına istikrarın Türkiye’nin de katkılarıyla 2021 yılında dönmesi yönündeki temennisi Avrupa’nın da Türkiye ile ilişkilerde yeni bir sayfa açma eğiliminde olduğu şeklinde yorumlanabilir.

 

Doç. Dr. Yıldız Deveci Bozkuş

 

 

Jan 19, 2021
blog comments powered by Disqus
Loading posts...