Yazilar

<< Terug naar home | Analiz Haber

Posted by Gazeteci
May 02, 2014

Tarihle Yüzleşmek : Ermeni Meselesi

Son günlerin yine en güncel konusu Ermeni meselesi. Türkiye’nin 1905 olaylarının 99. yıldönümü münasebetiyle taziye mesajı ses getirdi. Bunun yanında Hollanda’nın Almelo kentinde bu konuda bir anıtın açılışı Türk toplumunu ayağa kaldırdı.  Almelo ve Lahey’de  protesto gösterileri yapıldı.

Tarihle yüzleşmek, halklar arası kin ve nefreti tarihe gömmek çok güzel bir eylem.  Bu bakımdan Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış” sözünü çok seviyorum.

Ermeni meselesi tarihsel olarak çok acı bir mesele. Ama bu mesele sadece Ermeni meselesi değil ki. Örneğin benim doğduğum Gümüşhane-Kelkit- Pekün köyünü Birinci Dünya Savaşı sırasında Ruslar ve Ermeniler işgal ettiler. Büyüklerimiz anlatırlardı:
“Ruslar çok iyi insanlardı. Bize hiç dokunmadılar. Ama Ermeniler bize , çocuklarımıza çok büyük kötülük yaptılar.”

Tarihle yüzleşirken adil olmak gerekiyor. Çünkü ortada bir tek mağdur yok. Büyüklerimizin Ermeniler için anlattıklarını buraya yazamıyorum.

2010 Hollanda milletvekili seçimlerinde aday oldum ve beni aday adayı listesine aldılar. Ama hemen arkasından da partim bana bir e-posta gönderdi. “Ermeni soykırımını tanırsan listede kalacaksın, yoksa çıkartılacaksın.”

O tarihte partime verdiğim cevabın özetini sizlerle paylaşıyorum:

Böyle bir dayatma kabul edilemez. Bu Anayasının eşitlik ilkesine de aykırıdır. Sözde soykırımına “evet” diyenler, milletvekili olabiliyor, “hayır” diyenler ise olamıyor.

Amerikalı ünlü tarihçi Prof. Justin McCarthy, bu konuda 9 Haziran 2005 tarihinde de Volkskrant’ta şunları yazıyor:

“Yapılan bütün tarihsel araştırmalar sonucu şu gerçek ortaya çıkmıştır. Türkler ile Ermeniler arasında çok korkunç bir savaş yaşanmıştır. Fakat bu kesinlikle bir soykırım değildir.

Bu bir savaştır ve karşılıklı çatışmalar olmuştur. Ne yazık ki çok sayıda insan korkunç bir şekilde hayatını kaybetmiştir. Ermenistan hükümeti, bütün Türkleri ve Kürtleri öldürmesi için askerine emir vermiştir. Buna karşılık Osmanlı hükümeti de kendini savunmak için savaş emri vermiştir ve tehcir uygulamıştır.

Bu savaşın bir soykırım savaşı olmadığı bugün çok kolayca ispatlanabilir. Çünkü Batı Anadolu bölgesindeki Ermeniler, isyan etmedikleri için onlara dokunulmadı ve tehcire zorlanmadılar.

Aynı şekilde tehcire zorlananların büyük bölümü de Türk askerinin güvencesi ve koruması altında hayatta kalmayı başardılar. Onun için bu soykırım olamaz.

Bu tehcir sırasında Osmanlı askeri, çantasındaki ekmeğini, matarasındaki suyunu Ermenilerle paylaştı.  Bunun için bu olay kesinlikle soykırım olamaz.”
Bu son iki cümle beni çok etkilemiştir.

Ermenistan’ın ilk Başbakanı Ovanes Kaçaznuni’nin  1923 yılında Bükreş’te yapılan Ermeni meselesiyle ilgili Taşnak Partisi toplantısında bakınız neler diyor?

“Türklere karşı ayaklandık. Askeri operasyonlara katıldık. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık. Türklerle savaştık. Öldük ve öldürdük. Tehcir doğruydu ve gerekliydi. Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz. Türklerin milli mücadelesi haklıydı. … İsyanımızın temelinde İtilaf devletlerinin bize vaat ettiği büyük Ermenistan hayali vardı. (Güneri Civaoğlu, Milliyet, 11 Ekim 2007).

Bekir Cebeci
Güney-Hollanda Eyalet Eski Milletvekili
Türk Danışma ve Eğitim Vakfı Başkanı
Hollanda Pekünlüler Derneği Başkanı

May 02, 2014
blog comments powered by Disqus
Loading posts...