Yazilar

<< Terug naar home | Hollanda'dan

Posted by Gazeteci
May 01, 2017

“Toplumsal algının olumlu olarak değişmesine katkı sağlamalıyız”

Bundan iki yıl evvel ‘Hollanda Türklerinin Dünü, Bugünü ve Yarını’ konulu bir panel düzenleyen Bizim Hollanda Platformu, geçtiğimiz günlerde de, Rotterdam’da yaşanan 11 Mart 2017 akşamı yaşanan olayları masaya yatırma adına ’11 Mart sonrası Türk Toplumu ve Hollanda’ konulu bir panel daha düzenledi.

HDV Rotterdam Laleli Camii’nde düzenlenen ve moderatörlüğünü Aydemir Çetin’in yaptığı panele Ayhan Tonca (siyasetçi), Cemile Sezer (İşkadını), Mevlüt Koç (Öğretim Görevlisi) ve Prof. Dr. Aliye Çınar (Sosyolog) konuşmacı olarak katıldılar.

IMG_2650

Başta Rotterdam Başkonsolosu Sadin Ayyıldız başta olmak bazı STK temsilcileri, işadamları, politikacılar, gençler ve vatandaşlar katıldı.

Bizim Hollanda Platformu (BHP) Başkanı Fehmi Uzun kısa bir selamlama konuşması yaptı. Uzun, Hollanda Rotterdam şehrinde 11 Mart 2017 akşamı yaşanan olaylar sonrası her iki toplum içinde sosyal, siyasal, hukuksal güveni zedeleyen ve sorgulayan bir durum meydana gelmiştir. Bu Panelin amacı; ortaya çıkan bu durum karşısında Hollanda Türk toplumunun yapılandırdığı kurumlar, cemiyetler, camiler ve sivil toplum kuruluşları bu sürece ne tür katkılar sunabilir noktasında küçük bir adım atmaktır.

Artık Hollanda Türk Toplumu olarak bundan önceki faaliyetlerimizden daha farklı düşünmeli ve sorumluluk almalıyız! Hollanda ve Türk toplumu arasında sosyal barışı ve saygıyı kuvvetlendiren çalışmalar yapmalıyız. Farklı ırkların ve dinlerin yaşadığı bu topraklarda nefret söylemlerine fırsat vermeyerek insana saygı algısını geliştirtmeliyiz. Siyasetçiler, Bürokratlar ve Yöneticilerle iyi ilişkiler kuracak lobileri oluşturmalıyız. Kamusal ahlakı geliştiren dürüst, kaliteli ve güvenilir örnek şahsiyetlerin artması için çaba sarf ederek toplumsal algının olumlu olarak değişmesine katkı sağlamalıyız.” şeklinde konuştu.

Programın devamında panelistlere belirlenen süre içerisinde konuşmalarını icra ettiler.

IMG_2649

Mevlüt Koç (Öğretim Görevlisi): Yaşamış olduğumuz bu ülke Hollanda farklı kültürleri bünyesinde barındıran bir ülke. Geçtiğimiz yıllarda Rotterdam, ‘Mültikültürel Kent’ olarak ilan edilmişti. Farklı etnik grupların gerek dini, gerekse ırksal olsun ve bu yapıların da saygı çerçevesinde güzel bir şekilde yaşadıklarını, bunu da gururla ifade ediyorlar. Ancak böyle bir şehrin belediye başkanı (Müslüman olduğunu ifade eden) olan bir insan, misafir olarak gelen bir bakanı ( üstelik bir bayan) ağırlamak yerine, korumalarına gerekirse vurun diye emir veriyorsa bu konuda ben bu yöneticileri kınarım. Bu ister Müslüman olsun ister olmasın, bu tavır hiç doğru değil. Bir bakanı polisle muhatap etmek bence Hollanda kültürüne, Avrupa müktesebatına kesinlikle yakışmadı. Ama buna rağmen bizim insanımız genede sağduyulu davrandı, onları da tebrik etmek gerekir diye düşünüyorum.

Polis kendisine verilen yetkilerle hiç nazik davranmadı. Nazik olarak bildiğimiz Hollanda Polisi hiç de nazik değildi. Adeta olayları körükledi. Polisin bu tutumuna rağmen yine de insanlarımız sağduyulu davrandı. Aslında Hollanda Türklere, bir teşekkür borçlu. 11 Mart gecesi yaşananlar ve polisin tutumu, Hollanda Kültürüne, hoş görüsüne, demokrasi anlayışına yakışmadı.

IMG_2646

Cemile Sezer (İşkadını): Hollanda ile Türkiye arasında diplomatik ilişkilerin 400’ncü yılını geçtiğimiz yıllarda kutladık. Ben öyle inanıyorum ki, Hollanda’da denildiği gibi çok fazla ayrımcılık söz konusu değil, ben buna inanmıyorum. Büyüklerimiz bu ülkeye yarım asır evvel geldiler, bizler de burayı yurt edindik, dolayısıyla Hollanda bizim de ülkemiz. Bana göre geçen yıl Türkiye’de meydana gelen ’15 Temmuz Darbe Girişimi’ biz Hollanda Türk toplumu olarak burada birbirimizle kutuplaşmamıza neden oldu. Hollanda toplumuyla olan ilişkilerimiz çok bozuldu. Çünkü Hollandalı dostlarımla konuştuğumda korkularını dile getiriyorlar. Erasmus Köprüsü’ne Türk bayrakları asılmasıyla Hollanda toplumunda korkular arttı. Bu korku gerek Türk gerekse Hollanda toplumunda arttı.

11 Mart’ta ise bana göre her iki ülke tarafından hatalar yapıldı. Rotterdam Belediye başkanının yaptıklarını tasvip etmiyorum, köpekli polislerin davranışları ise asla kabul edilir bir davranış değil. Her 2 ülke yetkilileri politik çıkar doğrultusunda davrandı. Bizler de yanlışlarımızı görmemekle geleceğe güvenle bakamayız.

IMG_2647

Ayhan Tonca (Siyasetçi): Hollanda bizlere hala ‘misafir’ gözüyle bakmaya devam ettiği için kabullenmeme maalesef var. 1985 yılında yayınlanan bir raporda, ‘Bu insanlar misafir işçi olarak geldiler ancak bunlar artık geri dönmüyorlar. O yüzden politikamızı geri dönmeme üzerine geliştirmemiz lazım’ diye. Ondan dolayıdır ki, bu tarihten sonra Hollanda bize uyum politikası uygulamaya başladı. Eğitim, iş pazarı, staj vs. konularında 11 Eylül 2001’den sonra Hollanda’da her şey değişti. Özellikle İslamofobiya konusunda o dönemden sonra özellikle Hollandalı siyasetçiler söylemelerini değiştirdiler.

15 Temmuz’da Türkiye’de olduğu gibi burada da bir şey olsa ben inanıyorum ki buradaki Türkler, Hollanda’yı savunmak için Türkiye’de olduğu gibi bir an bile düşünmeden Hollanda için kendilerini tankların önüne atmaktan çekinmezler. Tüm dünya’da aşırı sağa kayma var. Bugün aşırı sağcıların söylemlerini bakıyorsunuz diğer partilerde söylüyor. Bir ülkenin başbakanı çıkıp “ “Beğenmiyorsan çek git” diyorsa, bu ülkeye katma değeri olan, bu ülkeyi kendi ülkesi gibi seven insanların tepkisini de anlamak ve anlatmak zorundayız

11 Mart hadisesi sonrası bir şekilde, ‘ya anneni ya da babanı seç’ durumuna getirilmek isteniyor. Ben annemi de babamı da severim, asla ayrım yapmam, bu konuda kimse bizi seçim yapmaya zorlayamaz. 11 Mart günü, 400 yıllık dostluğa Hollanda gölge düşürdü ve çok ayıp etti. Ancak burada anavatanımıza da, ‘ya gelmeyin, 2 hafta sonra gelin, burada biraz işler karıştı’ bunu da demek lazımdı.

IMG_2648

Aliye Çınar (Prof. Dr.): Avrupa’da Müslüman kimliği benim de derdim oldu. Çünkü Türkiye’deki Müslüman kimliğinden farklı bir doku, farklı bir hikâye, farklı bir öykü var burada. 11 Mart’ta bir olay oldu ancak ondan önce 1960’larda başlayan bu hikâyeyle birlikte neler oldu ki, böyle bir sonuçla karşı karşıya kaldık? Bu durum elbette sadece bizden kaynaklanmıyor, dünyada değişti. Burada Türkiye’yi de Hollanda’yı da eleştirebiliriz ancak unutmamamız gereken bir şey var ki, Avrupa Türk’ü değişti. Misafir olarak kalmayacağımız gerçeğidir. Hollanda bizi hala ilk gelen birinci kuşak işçi büyüklerimiz gibi görmek istiyor, sadece fabrikada çalışacak, her şeye müdahil olmayacak.

Türk demek Müslüman demektir. Siz her ne kadar domuz eti yeseniz de, içki içseniz de onlar gibi giyinseniz de kimliğiniz de Türk yazdığı sürece siz Hollandalıların gözünde bir Müslümansınız. Erdoğan’ın one minut çıkışı ile ezik, kendine güveni olmayan Avrupalı Türklere bir özgüven geldi. Türkiye’nin güçlenmesi Avrupa için en büyük sorundur. Mesele Türkiye’nin pastadan pay alma korkusudur. Çok kültürlülük artık dünyada iflas etmiş bir söylemden ibarettir. Ne demek herkes birbirine benzeyecek. Çok kültürlülük söylemi güzel ama tehlikeli bir şey. Ben olayların karşılıklı saygı, sevgi ve anlayışla çözüleceğine inanıyorum.”

Başkonsolos Sadin Ayyıldız programda söz alarak şunları söyledi:

“Negatif gündem konuşmak yerine bu gün burada kültürel, sanatsal faaliyetleri konuşmak isterdim. Şu unutulmamalıdır ki Türkler bulundukları topluma her zaman hizmet etmişlerdir. Karşılıklı hoşgörü, saygı, eşitlik ve dürüstlük ilkeleri ile karlılıklı suçlamaların kimseye bir faydası olmaz. Zaman zaman bazılarının çıkıp buradaki insanlara “Ankara’nın uzun kolu gibi” ifade kullanmalarını doğru bulmuyorum. Hollanda’da istenmeyen bakanlarımız resmi bir ziyaret için gelmemişlerdi. Biz onlardan koruma eskort istemedik, vatandaşlarla buluşmak için gayri resmi bir ziyaretti. Hollanda resmi kurumlarına yanlış bilgi verildi, sözlerini kabul etmiyorum”

“16 Nisan akşamı Türkiye’de referandum sonuçlarının açıklanmasının ardından Rotterdam Erasmus Köprüsüne asılan Türk Bayrağı ve Erdoğan posterinin Hollanda’da tekrar gündeme gelmesi ve korkuları körüklediğini söyleyen Cemile Sezer’e cevaben Başkonsolos Ayyıldız, “ O bayrağı ve posteri asanlar Erdoğan Sempatizanı olmadığını, provakatif amaçlı asıldığını biliyoruz. Her hangi istenmeyen bir olay yaşanmadan Hollanda polisi olaya el koymuştur. Bu yüzden kendilerine teşekkür ediyoruz.”

IMG_2645

Panelin sonunda başta Başkonsolos Ayyıldız olmak üzere panelistlere ve katkıda bulunanlara plaket takdim edildi.

May 01, 2017
blog comments powered by Disqus
Loading posts...